– Kendinden biraz bahseder misin?
-Tabiiki; ben Büyükçekmece’li sayılırım.Ortaokul ve liseyi burda okudum. Daha sonra İstanbul üniversitesi Alman dili ve edebiyatı bölümünden mezun oldum. Aynı bölümde yüksek lisans yaptıktan sonra doktoraya başladım ve doktora sırasında açılan bir kadro ile yine aynı bölümde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra görevimden istifa edip turist rehberliği eğitimi alıp sonra da almanca turist rehberi olarak iş hayatımı sürdürdüm hala da zaman zaman bu işi yapıyorum. Fakat artık başka bir alana geçtim diyebilirim yeni alanım ‘ses ile şifa’.
-Bu iş nasıl başladı?
Ben ilk gençlik yıllarımdan beri şifalı bitkilere çok meraklı idim; herkes roman okurdu ben İbni Sina’nın Şifalı bitkiler kitabını ve benzerlerini okurdum, ya da bulduğum parapsikoloji, metafizik ve psikoloji kitaplarını ; hatta üniversite sınavına girerken tercihlerimden biri de psikoloji idi.
Sonra rahmetli annem son dönemde çok hastalanınca, çaresizlik içinde ben alternatif olarak ne yapabilirim de annemi iyileştirebilirim çabasına girdim. Bir gün bir arkadaşım reiki enerjisinden bahsetti bana , hemen gidip reiki enerjisini nasıl kullanacağımı öğrendim ve annemde uygulamaya başladım. Reiki Türkiye’de şifa çalışmalarına ilgi duyan kişilerin genelde girdiği ilk kapıdır; bu kapı sonra bana hep başka kapılar açtı, bir çok insana açtığı gibi.Reikiden sonra, aynı öğretmenimden ki bu arada onun da adını anmak isterim, yani Sevgi Ersoy’dan, aragonit taşı ile yapılan şifa çalışmasını öğrendim. Bu taşla da çok mucizeler yaşadım. Derken, fırsat buldukça eğitimlere ve seminerle, konferanslara katıldım ve kendimi hep geliştirdim hala da öyle çünkü hepimiz hayat boyu öğrenciyiz.
-Sesle şifa çalışmasına başlaman nasıl oldu?
-Ben üç yıl önce Hindistan’a bir yoga grubu ile gitmiştim, çok güzel ve yorucu bir geziydi ama gerçek anlamda ses çanakları ile tanışmam orda oldu. Hatta bu yolculuğa çıkarken ‘ orda bana bir kapı açılacak ve hayatımda bir değişiklik olacak ‘ diye gitmiştim . Öyle de oldu!
Hindistan’dan sonra ‘sesleri’ araştırmaya başladım , hep okudum, öğrenmeye çalıştım ve bu konuda devam etmeye karar verdim. Sonra Yaşam Akademisinin Kadir Has Üniversitesi ortak programı olan Kişisel Dönüşüm Danışmanlığı eğitimini aldığım sırada ‘ Sesle şifa’ adlı bir sunum yaptım bu sunum çok beğenildi ve eğitim aldığım akademi de bunu destekleyince ben dolu dizgin bu yolda koşmaya devam ettim.
– Ses çanakları ile yaptığın terapinin eğitimini nerde aldın?
-Almanya’ya gittim, almancayı çok iyi bilmenin avantajı tabii…Orada otuz yıldır bu konuda çalışan Peter Hess Enstitüsünde çok değerli öğretmenlerden ses ve frekanslarla nasıl çalışıldığını öğrendim ve tüm Avrupa’da geçerli olan sertifikamı aldım.
Türkiye’de bu uygulama var mı?
– Benim yöntemimle bunu uygulayan yok. Ben Peter Hess yöntemine göre ‘ses masajı’ dediğimiz uygulamayı yapıyorum.
-Uygulama ve ses çanakları hakkında biraz detaylı bilgi alabilir miyiz?
-Terapi ses çanaklarının geçmişi beş bin yıldan da eskiye dayanır, uzak doğu kökenlidir ancak beden üzerine yerleştirilip kullanılması bir alman yöntemidir bu yöntemin sahibi de eğitim aldığım enstitünün kurucusu olan Peter Hess’dir. Ses çanakları farklı metallerin alaşımından üretilmişlerdir, el yapımıdırlar; en fazla kullanılan metal de bronzdur. Belli frekanslara uyarlanmışlardır, farklı boyları ve farklı sesleri vardır. Çünkü bedenimizin her bölgesi farklı frekanslarla rezonansa girer.
-Bu uygulama neye yarar?
-Çok şeye ! Bu yöntem, beden ,ruh ve zihni kapsayan bütüncül bir yöntemdir.Derin gevşemeye geçmeyi sağlar, stresle başetmeyi kolaylaştırır, uykusuzluk sorununa iyi gelir,insanın doğasında var olan öz güven duygusunun geri gelmesini sağlar, hem bedensel hem ruhsal özgürleşmeyi sağlar, genel sağlığa katkıda bulunur, yenilenmeyi,enerjik olmayı sağlar, sahip olunan ama kullanılmayan yeteneklerin ortaya çıkarmaya destek olur,motivasyonu arttırır, öğrenme yeteneğimizi geliştirir, her türlü ağrıya iyi gelir, bağışıklık sistemimizi güçlendirir,kaygı, korku gibi ruh sağlığımızı etkileyen tüm duygular bırakılır.Kan dolaşımımız artar, yapılan uygulama lenf drenaj etkisi yaratır, dolaşım sitemimiz iyi çalışmaya başlar, tansiyon dengelenir,tiroid hormonu düzenlenir,kasılmış uzuvlar çözülür hatta felçli uzuvların bir seansta dahi çözüldüğü görülmüştür.Otistiklerde, spastiklerde ve hiperaktiflerdeki sorunlara iyi gelir. Bu yöntemin yararları saymakla bitmez…
-Yurtdışında bu uygulama nerelerde uygulanıyor?
Avrupa’da bazı hastanelerde ‘ses çanakları ile terapi ‘ birimleri mevcut. Hem doktorlar ya da diğer uzmanlar bu yöntemi kendi uyguladıkları yönteme ek olarak kullanıyorlar hem de sadece bu eğitimi almış olanlar uyguluyor. Yoğun bakım ünitelerinde bile kullanılan bir yöntem bu, çünkü çanaklardan çıkan huzur veren seslerle yarı komadakiler bile uyanabiliyor. Kullanım alanı çok geniş; okullarda, anaokullarında, huzur evlerinde, hastanelerde, güzellik merkezlerinde, spa merkezlerinde..
-Uygulama nasıl gerçekleşiyor?
– Yaptığım bir ön görüşmeden sonra, danışan üzerindeki kıyafetlerle, loş bir odada rahat bir yere uzanır.Önce bedenin arka tarafında sonra ön tarafında çalışırım. Çanaklar önce ayak tabanlarına yerleştirilir ve ben nazikçe çanağa vururum; çıkan titreşimler ayak tabanından bedene yayılır böylece bedende tıkalı yerler açılır. Nasıl ki kireçli bir su borusundan su akması gerektiği gibi akamıyorsa, bedenimizde de hem fiziksel hem ruhsal tıkanıklıklar vardır işte titreşimler bu tıkalı yerleri açar.Sonra bedenin farklı yerlerine çanakları yerleştirip uygulamaya devam ederim. Titreşimler gerek deri üzerindeki gerek kulak içindeki sinir uçları vasıtası ile beynin belli bölgelerine ulaşır böylece beyinde mutluluk hormonları ve ağrı kesiciler salgılanır. İçimizdeki hekim devreye girer, içimizdeki ecza deposundan gerekli ilaçlar salgılanır ve biz şifalanırız, bu kadar basit !
Bir seans yaklaşık birbuçuk saat sürer. Seans sonunda kişiler genelde uyurlar, bu uygu derin bir gevşemedir ve beş on dakika kadar uyumasına izin verdikten sonra geri bildirimleri alırım. Uygulama sonrasında kişiler kendisi çok rahatlamış, hafiflemiş, dingin ve zinde hissederler.
-Uygulamanın bir sayısı var mı, yani kaç seans gerekli?
-Hayır belli bir sayı yok. Kişi ne zaman iyi hissederse o zaman terapi biter. Bazıları sadece rahatlamak amaçlı gelir aynı düzenli saunaya ya da hamama gider gibi kendine bir güzellik yapmak ister. Yani kişinin iyi hissetmesi ve sorunun yok olmasıdır ölçütümüz.
-Bu uygulamayı almak isteyenler ne yapmalı senle nasıl bağlantıya geçmeli?
–www.sirmabelin.com adlı web sitemden daha detaylı bilgi alabilirler, ya da facebookta sesmucizesi ve tibet ses çanakları adlı bir sayfam var orada da yayın yapıyorum bu konu ile ilgili. info@sirmabelin.com adresinden de bana yazabilirler
-Son olarak ne söylemek istersin?
-iyileşmek ve şifalanmak o kadar zor değil , hastalığın kökenine inmek gerek, batı tıbbını yadsımak mümkün değil ama onu tamamlayan bir çok yöntem var. Sesle şifa da onlardan biri. Kaldı ki bizim tarihimizde de şifahanelerde sesle terapiler yapılıyordu ama artık bu unutuldu. Sesi tekrar hatırlayıp ondan yararlanalım derim ben, kendi sesimiz de şifa aracıdır unutmayalım. Herkesi SES’e davet ediyorum ve teşekkür ediyorum!
Sırma Belin